proverbios

Más vale tarde que nunca. – Geç olsun güç olmasın.

No hay mal que por bien no venga. – Her işte bir hayır vardır.

proverbios

A caballo regalado no le mires el diente. – Hediye atın dişine bakılmaz.

Al mal tiempo, buena cara. – Kötü havada iyi yüz göster.

Dime con quién andas y te diré quién eres. – Kimlerle takıldığını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.

Ojos que no ven, corazón que no siente. – Göz görmeyince gönül katlanır.

Más vale prevenir que curar. – Önlem almak tedavi etmekten iyidir.

No dejes para mañana lo que puedas hacer hoy. – Bugünün işini yarına bırakma.

En boca cerrada no entran moscas. – Kapalı ağıza sinek girmez.

El que madruga, Dios le ayuda. – Erken kalkan yol alır.

Perro ladrador, poco mordedor. – Havlayan köpek ısırmaz.

Quien mucho abarca, poco aprieta. – Çok tutan az sıkar.

Camarón que se duerme, se lo lleva la corriente. – Uyuyan karides akıntıya kapılır.

Cada loco con su tema. – Her deli kendi konusuyla.

Cría cuervos y te sacarán los ojos. – Karga beslersen gözünü oyabilir.

El hábito no hace al monje. – Elbise insanı yapmaz.

Agua que no has de beber, déjala correr. – İçmeyeceğin suya karışma.

No hay peor ciego que el que no quiere ver. – Görmek istemeyen kadar kör yoktur.

Hombre prevenido vale por dos. – Önlem alan adam iki kişi değerindedir.

En casa de herrero, cuchillo de palo. – Demircinin evinde tahta bıçak olur.

Cría fama y échate a dormir.– Ş öhretini kazan ve rahat uyu.

Más sabe el diablo por viejo que por diablo. – Şeytan bilgili çünkü yaşlıdır, şeytan olduğu için değil.

Barriga llena, corazón contento. – Dolu karın, mutlu gönül.

No por mucho madrugar amanece más temprano. – Ne kadar erken kalkarsan kalk, güneş erken doğmaz.

Zapatero a tus zapatos. – Ayakkabıcı kendi işine baksın.

Al que buen árbol se arrima, buena sombra le cobija. – İyi ağacın altına sığınan iyi gölge bulur.

De tal palo, tal astilla. – Elma ağacından armut çıkmaz.

Mal de muchos, consuelo de tontos. – Çok kişinin derdi, aptalların tesellisidir.

Lo prometido es deuda. – Söz verilmişse, borçtur.

Cada uno cosecha lo que siembra. – Herkes ektiğini biçer.

Yükleniyor...