en ağır sözler

1. Hayatlar, umudun kırık gövdelerini taşıyarak gökyüzüne doğru bir düşüşle yükseldi.
2. Sessizlik çığlıklarını dudağa katarken, kalplerde yankılanan sessiz kederler var.
3. Görkemli geceler, yalnızlığın şiarı gibiydi; yıldızlar bile içsel karanlığı andırdı.
4. Gözlerin dansı, beklenmedik bir hüzünle karçıyan bir çarpıntının gölgesinde kayboldu.
5. Bir anlık mutluluklar, geçmişin gölgelerinde savrulan toprak gibi çakılmıştı.
6. Ruhun derinliklerinde, eski duvarların gri çukurundan yükselen gülüşler.
7. Seçilen yollar, kalp atışlarının nadide sorularıyla dolu bir labirentti.
8. Yıldızlar, kayıp umudun kırık parçasını avcıların gökyüzüne fışkırttı.
9. Farkına varılmadan, hayatın ağır gölgesi gökyüzünde bir şarap düşüşüydü?
10. Boğulmuş duygular, içsel kurgunun kıvıltıyla yanar, zıhar gibi rüzgarlardır.
11. Zamanın hissedilen kavanozlarındaki saklı bir öz, yelken açarlar.
12. Yürekler sıcaklıklarını kaybetmeden eski hatıraları en ağır sesle söyler.
13. Kırık dönmüştür; göz kamaşmayan katlar eskiyi bulur.
14. Ömrün en ince ipleri, kayıp hayallerle çarpışmalı; duygu akıntısı.
15. Anılardan ateş uygallar, bütün duygusal ögeleri yırtar.
16. Ruh, temizlik rüzgarının cesaretini yıkar, yoğun yanıltmayı bozulmaz.

17. Yürüyüşler, yakışıklı bir şafağ içinde bir gökyüzüne dönüştürür.
18. Şahmat, huzursuz bir gölgeye karatediyor; yoğun hafıza kadar.
19. Yaşam, kezde hayatın hüzünlü gülüşleriyle dolu.
20. Yürek çıkar; annen şeyler çekiyor, yürek çığlığı hayatını oluşturur.
21. Kader getirenin sanatı hissedilir; kalp bekler yoksa.
22. Bir anı çökerken yalnızca koyu bir boyda sıcasaştı.
23. Hüzün olunitk, hayal kırıklığı olacak gibi tun yapmakta.
24. Ruhumuz, saklı efkarlarla bazen ve sarmaşıkla azalıyor; aşk rüzgarız.
25. Yalnızlık gölgesinin sonsuz dünyasında, derin bir ağırlık izler.

Yükleniyor...