1. Sözlerin ağırlığı, sessizliğin içinde yankılanır ve kalbe gömülmüş bir yük olur.
2. Ne kadar yumuşak bir ses bile, eski yaraları yeniden açıp derin bir incitmeye yol açar.
3. Ağır kelimeler, insanların içindeki küllerle oynar, kısırdanlar gibi büyür.
4. En nazik tıklamaları bile önemseyen kalbi, kelimenin gözüyle taşıyan ağaç sopası gibi tutar.
5. Kalbin derinine giren bir “yalan” duyguların dikenli çiçeği olur.
6. Zahmetli söylemler, sessizlik içinde çarpan yangın izleri bırakır.
7. Düşünceli sözcüklerin kazısı, umutların üzerine ağır bir gölge düşürür.
8. Biraz da olsa provokasyon, insanın içindeki kırılgan huzuru dolaştırır.
9. Rüzgar kadar hafif bir kelime bile, yıkamayı bilmeyen bir deniz kenarını kül eder.
10. Hastaneye beklenen bir şok, ağır sözlerin yan kesen baskısıyla başlar.
11. Yapışkan bir diktat, sözcüklerin asfaltı üzerinde yerleştiğinde, yürümek zorlaşır.
12. Kırılabilecek bir yeni çiçeği kıran sert bir “hayır” cümlesi, büyüyen bir ikilem yaratır.
13. En göz kamaştırıcı anlar bile, ağır sözcüklerin gölgesinde soluklaşır.
14. İnsan ruhunun renkleri, yıpranmış sözlerin soğuk gölgesinde soluklar.
15. Şimdiki dönemin en büyük kasveti, yüreklerde ağır ölçekte yankılanır.
16. İkinci bir şans tanıyan tavır, ağır bir yargıdan sonra bile bir yol bulur.

17. Kıvanç hissettiren ama öfke ayırtan kelimeler, aslında net birağaç–ev anlaşmazlığıdır.
18. Sevdiklerimizle yapılan ağır diyaloglar, çoğu zaman kalplerin ayna kırıklarıyken başlar.
19. Yalnızlık içinde gizli kalan en nazik sesler bile, ağırlıklı bir gerçeklikle tanışır.
20. Zamanın sakladığı kırgınlık, tamamen ağır bir tartışma sonucu ortaya çıkar.
21. Bazen hafif bir hatıra bile, ağır sözcüklerin gölgesinde kalır.
22. Müzik kulaklara, hikaye ise yürekler üzerine ağır bir ton dosta taşır.
23. Ölümler, gözeneklerinden yağmurla geçerken, ağır sözlerin kristallerini verir.
24. Sevgiyle bağlanan iki insan, göğsünde ağır bir yükle yıkanır.
25. Sözlerin birbirlerini kovaladığı an, en yumuşak çiçek bile dikenin kutu içinde bulunur.